8 Ekim 2014 Çarşamba

Kırmızı - 2

Lütfen ilk önce http://birgaripbilirdisi.blogspot.com.tr/2014/04/krmz-1_28.html bunu oku! *.*


Yine zihninin en gitgelli, arafta kalmış ve işe yaramaz düşünceleriyle bezeli anlarında elinde kalmıştı kurbanı. Ne zaman böyle hissetse -kendi için günahlarından arınma olarak gördüğü- ritüellerinin son aşamasında buluyordu hakim olamadığı benliğini. Temizlenme ayinleri masum bir bedeni O'na hediye etmesiyle tamamlanıyordu. Şüphesiz yeni doğan kız bebekleri gömenler de onun atalarıydı.
Nihayetinde köşebaşına vardığında hakettiğinden fazla sürmüş yaşamı onun devam ediyordu, hastalıklı günah çıkartmalarına alet ettiği kurbanının değil. En az kalbi kadar soğuk ve kararmış beton duvarın önünde yere çöktüğünde bir kez daha hissetti kanıksadığı kimsesizliğini; duvara sırtını yasladığında ise kabullenemediği hissizliğini. Caniliğinin kalbi bu sefer de hissizlik olmuştu anlaşılan. Üstüne düşünecek çok vakti olmasına rağmen aklına bir saniye bile gelse ona yıllardır üstüne kafa patlattığı hissi veren bu sapkınlıkları her cinayetinde kat be kat artıyor ve dayanılmaz ağırlığı göz altı torbalarına çöküyordu. Ruhu ve bedeni birbirinden öylesine zıt tezahür ediyordu ki; hayatı elinden alınan delikanlılar kadar kaygılı ve bir o kadar da pişman bir halde, dua ediyormuşçasına kısık sesle beynini ve birbirlerini kemiriyordu.


Yorum, tavsiye bırakırsan sevinirim!!



6 yorum:

  1. ruhun ve bedenin birbirinden uzaklaşması pek hayra alamet değil :)

    çok iyi yazıyorsun :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaptığı işlerde bedeni zarar görüyor ancak ruhunun temizlendiğine inanıyor, durumlar çok sakat çok:)) teşekkür ederiiim,yine beklerim:)

      Sil
  2. nerdeydin bütün yaz beeeee :)))))

    YanıtlaSil
  3. Çok güzel yazmışsın. Şey daha sık yazman mümkün değil mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ya teşekkür ederimm!*.* daha sık yazmaya başlıyorum telefonuma uygulama indirdimm*.*

      Sil